T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
GAZİANTEP / ŞEHİTKAMİL - Abdulkadir Konukoğlu Özel Eğitim Meslek Okulu

İletişimin Gizemli Yönü

İLETİŞİMİN (SESSİZ /SÖZSÜZ ) GİZEMLİ YÖNÜ

            İletişim denilince ilk akla gelen, iki kişinin birbirine ses, jest ve mimiklerini yansıtarak kurdukları diyalog. Günümüzde, bir çok iletişim kazaları içerisinde ifade edilen ses tonunu ayarlayamama, vücut dilinden manalar çıkarma, bakışıyla şunu demek istedi gibi olumsuz eylemler, karşılıklı sevgi ve muhabbeti alıp götürmektedir. Teknolojinin, tartışmasız insan hayatını kolaylaştırması, rahatlığı vb yanları dışında onun doğru kullanılmadığı taktirde tam bir yalnızlaştırma işlevi gördüğünü izlemekteyiz. Özellikle, aynı dili konuşan insanların ortak yaşam alanları içerisinde birbirleriyle çok az iletişim kurdukları/kurmak istemedikleri gözlenmektedir. Bunun başlıca nedenleri arasında; insanların birbirine karşı güven sorunu yaşamaları, menfaat beklentileri ve yaşam mücadelesinin çok çetin bir hal alması söylenebilir. Kanaatimce asıl sorun ise; modernitenin ve teknolojinin hayatın her aşamasında aktif rol alması, okuma ve istifadeli dinleme gibi etiklerin zayıflamış olması, insanların kendileri gibi varlıklardan ziyade elektronik dostlar edinmiş olmasıdır. Burada , sorunu tespitten ziyade, çözüm odaklı bir bakışla meseleyi ele aldığımızda, doğru ve içten iletişim ve diyalogun, ilişkileri şimdikinden daha iyi bir düzeye çekeceğini, seviye ve anlam katacağını görebiliriz.


            İletişimin bir de hal dili diyebileceğimiz SESSİZ/SÖZSÜZ ancak etkili, derin bir tarzı da vardır. Bu iletişim şekli çoğu insan tarafından henüz keşfedilmemiş bir yöntem olarak gizemini korumaktadır. Bu iletişimde, söz biter, duygular ve hisler başlar. Çok daha derinden ve etkileyici manalar ihtiva eden SESSİZ/SÖZSÜZ iletişimde bireyler, gerçek kişiliklerini duygularını karşı tarafa yansıtırlar. Öyle bir yansıtma yaparlar ki muhatabı onu dosdoğru ve pürüzsüz anlar. Bu iletişim şeklinde ne telefon faturası ne de doğru anlatabildim mi endişesi ortadan kalkar. İki taraf da asıl maksatlarını karşılıklı olarak birbirlerinin sinelerine doğrudan iletirler. Bu iletişim; bazen bir bakışla, bir selamlaşmayla veya bir el sıkmayla kendini gösterir. Ağızdaki dilin sustuğu artık kalp dilinin konuşmaya başladığı andır o an. Gözler ayrı bir önem kazanır bu iletişimde. Gözlerdeki miyopi veya astigmatik bozukluklar , değerini yitirir artık fizik ötesi bir hüviyet kazanır gözler. Sadece gözler değil boyun büküşlerin, vücud duruşlarının da bu iletişimde ayrı bir değer ifadesi vardır. Bunda da tevazu, kendini sıfırlama ve acziyet göstergesi gibi duruşlar, muhatapla iletişimde ayrı bir güç katar. Karşı tarafı öyle bir derinden etkiler ki ne söyleyeceği bir sözü kalır ne de gideceği bir yeri kalır .Her şeyi ile muhatabına, sığınılacak bir liman, güven duyulan bir insan ve sözü dinlenilen bir otorite olur. Tam da bu hali durumda muhatabı da ona karşı yelkenlerini indirir ve karşılıklı rezonansa geçerler. Ve bir dedikleri karşılıklı olarak iki edilmeden. Bu hal şu hali netice verir; tabakta kalan son iki kurabiyeden küçüğünü alan eşin, gösterdiği sözsüz sevgi gibi.

            Sonuç olarak, karşılıklı sevgi ve mutluluğun formüllerinin önemli bir ayağı SESSİZ/SÖZSÜZ iletişimdir. Bu iletişimin yeri ve zamanı iyi belirlenirse, gerek aile de ve gerekse sosyal yaşamdaki bireylerle daha anlamlı ve nitelikli bir iletişimi yakalamış oluruz. Huzurlu ve mutlu bir gelecek için doğru ve güzel olan yeniliklere kapı açarak ulaşabiliriz. Ne dersiniz?

 


Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 10.02.2013 - Güncelleme: 30.12.2018 22:24 - Görüntülenme: 2265
  Beğen | 3  kişi beğendi