T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
GAZİANTEP / ŞEHİTKAMİL - Abdulkadir Konukoğlu Özel Eğitim Meslek Okulu

Etiket Sonuçları: günler

Nis

Dünya Otizm Farkındalık Günü etkinlikleri düzenlendi

Mrt

Mrt

Okulumuz öğrenci ve Öğretmenleri tarafından 18 Mart Çanakkale Zaferi güzel bir tören ile anıldı.

Çanakkale Savaşı veya Çanakkale MuharebeleriI. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir.[9] İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya ile güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak, başkent İstanbul'u zapt etmek suretiyle Almanya'nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletleri'ni zayıflatma amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'nı seçmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Kara ve deniz savaşı sonucunda iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir.

Şbt

Okullarda 2. dönem başladı: İlk ders zili çaldı

Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı ilk ve ortaöğretim kurumlarındaki 20 milyonu aşkın öğrenci, 16 günlük yarıyıl tatilinin ardından 2023-2024 eğitim ve öğretim yılı ikinci dönemine başladı.

20 milyondan fazla öğrenci, 2 haftalık yarıyıl tatilinin ardından bugün dersbaşı yaptı.

 

İkinci dönem, ortaokul ve lise son sınıf öğrencileri için sınav heyecanıyla geçecek.

 

1 Şubat'ta başlayan YKS başvuruları 26 Şubat'a kadar devam edecek.

 

Ara tatil 5 Nisan'da

İki aylık temponun ardından, ikinci dönem ara tatiline ise 5 Nisan Cuma günü çıkılacak. 15 Nisan'da öğrenciler ikinci döneme kaldığı yerden devam edecek.

 

İkinci dönemin sonunda 8'inci ve 12'nci sınıflar sınav heyecanı yaşayacak. Liselere Geçiş Sistemi kapsamındaki merkezi sınav, 2 Haziran Pazar günü yapılacak.

 

Yükseköğretim Kurumları Sınavı ise 8 ve 9 Haziran'da gerçekleştirilecek.

Ock

25 ARALIK GAZİANTEP'İN KURTULUŞU

Antep, adını tarihin derinliklerinden, Gazi unvanını da milli mücadeledeki kahramanlıklarla müdafaasından almıştır.

Antep adı, Ayıntap , Aynıtap , Entap olârakta rivayet edilir. Yine başka kaynakta ise , "Ayıntap" adını suyunun güzelliğinden ve bolluğundan hâkimdir. Ayın, pınar kaynak ve suyun gözü anlamındadır. Tap ise parlak ve güzel anlamına gelir.

Başka bir kaynak ise, şehrin adını "HANTAP" olduğunu söyler. Tap, güç, takat ve arazi anlamında kullanılmaktadır. HANTAP zaman içerisinde ANTAP ve ANTEP olarak günümüze gelmiştir.

1914 yılında Birinci Dünya Savaşı başladığı zaman Gaziantep, 83 bin nüfuslu bir kentti. Savaşın sonunda İngiltere, Fransa, İtalya ve Osmanlı Devleti arasında 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi, Osmanlı İmparatorluğunun ölüm fermanı idi.

Bu anlaşmaya dayanarak 17 Aralık 1918 'de İngilizler Antep'e girdi. 23 Ocak 1919'da hükümet Konağı işgal edilerek şehirde söz sahibi olan herkes Suriye'ye sürgüne gönderildi. Bu işgal devam ederken İngilizler ve Fransızlar kendi aralarında anlaşarak Antep'i işgal ettiler. Bu işgal sırasında Fransızlarla işbirliği yapan Ermeniler, bölge insanına insafsızca zülüm yaptılar. Tecavüz, işkence, talan Ocak 1920 tarihine kadar devam etti. Fransızların bu insanlık dışı işkencelerin karşısında isyan eden Antepliler 11 Ocak 1920'de Araptar köyünde Fransızlara saldırarak savaşı başlatmış oldular. Bu çatışmada Fransız askerleri çok büyük kayıplar verdi. 19 Ocak 1920'de Fransızlar, Karabıyıklı'da Karayılan tarafından pusuya düşürüldü. Burada da düşmana çok kayıp verdirildi. Genç bir teğmen olan Şahinbey Kuvayi Milliye komutanlığını üstlenerek Kızılburun da düşmanın karşısına çıktı. Başında bulunduğu küçük bir kuvvetle 4 gün sabahtan akşama kadar savaştı. Düşmana çok kayıp verdirdi. Koca bir Fransız kuvveti bir avuç kahramanın karşısında şaşırdı kaldı. 4. Gün öğleye kadar yine düşmanla boğaz boğaza çarpıştı. Bir tek fişeği kalmayıncaya kadara dayandı. Sonunda Ulumahsere Köprüsü üzerinde yanında 18 kişi ile beraber şehit oldu. Ancak hiçbir yerden yardım alamayan Anteplilerin yiyecek ve cephaneleri tükenmiştir. Fransızlar şehre yiyecek sokmamış halkı açlığa terk etmişlerdir. İnsanlar hayvan pisliği içindeki arpaları seçerek yemişlerdir. Savaşta bombalarla ölen at, eşek, katır gibi hayvanların etleri paylaşılmaz hale gelmiştir. Acı zerdali çekirdeği öğütülüp un yapılarak yeniyordu. Aç kalan kedi ve köpekler saldırıyordu. Şehre 70 bin top mermisi düşmüş, barınaklar yerle bir olmuştur. Şehir sürekli toplarla dövülmüş her taraf cenaze ve yaralılarla dolmuştu. Yaralılara tıbbi malzeme bulunamıyordu.

Bu şartlarda bile Antepliler ve kahraman evlatları; Şahinbey, Şehitkâmil, Yüzbaşı Kılıç Ali, Kilisli Karayılan, Arslan Bey, Binbaşı Hamdi Bey ve nice gizli kahramanlarıyla, göğüs göğüse çarpışarak, adeta dünyaya haykırırcasına, yayılımcı ve işgalci Fransızları geldikleri gibi geri göndermeyi başarmışlardır.

10 ay 9 gün süren şerefli direnişin sonunda 6317 evladını şehit vermiş, 7 bine yakın insanı da yaralanmış ve sakat kalmıştır. Nihayet 15 Mart 1921 tarihinde Londra'da yapılan anlaşma gereği Fransızlar 25 Aralık 1921'de şehri terk etmişlerdir. 06 Şubat 1921 yılında TBMM tarafından Antep'e Gazilik unvanı verilmiştir.

Bütün dünyanın ayakta alkışladığı Antep savunması için, Fransız General Guro "Beyler siz hayal görüyorsunuz! Türklerin işini Yunanlılar mı bitirecek? Biz koca Fransız Devleti, bir Antep sancağı ile başa çıkamadık." demiştir. Atatürk ise Gaziantepliler için ; "Türküm diyen her şehir, her kasaba ve en küçük Türk köyü Gazianteplileri kahramanlık örneği olarak alabilir." demiş ve Anteplilerin kahramanlığını herkese örnek olarak göstermiştir.

Ara

Yerli Malı Haftası, her yıl 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanıyor, Türkiye'de üretilen mal ve ürünlere olan bilinci artırmak, yerli üretimi teşvik etmek ve yerli malı kullanımını yaygınlaştırmak amacıyla etkinlikler düzenleniyor.

Ara

3 Aralık Dünya Engelliler Günü

Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılında kabul edilen ve engelli bireylere yönelik toplumsal farkındalığın artırılarak engellilerin yaşam standartlarının iyileştirilmesini hedefleyen Dünya Engelliler Günü, engelli hak ve sorumluluklarının hatırlanması açısından oldukça önemli bir gündür. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü Etkinliği kapsamında okulumuzu ziyeret eden Gaziantep Belediyesinin genç sporcuları, okulumuz öğrencilerine parkurlar hazırlayarak öğrencilerimizin potansiyellerini ortaya çıkaracak fırsatları deneyimlemeleri için, sporu sevdirecek ve içlerindeki özel yeteneklerini keşfettirecek etkinlikler düzenledi. Öğrencilerimiz bu güzel ve çok özel farkındalık gününde kendilerine sunulan bu etkinliklerde eğlenerek mutlu oldular. Okulumuz ailesi olarak bu anlamlı ziyaret için gönülden teşekkür ederiz.

Kas

Mustafa Kemal Atatürk'ün, istiklal mücadelesinin başarıyla sona ereceğine, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulacağına inancı tamdı. Ancak milletin gerçek kurtuluşunun eğitim ve bilimden geçtiğini biliyordu.

İşte bu nedenle savaşın en yoğun olduğu dönemde bile "önce eğitim" dedi.

Atatürk, 1921 yılında Ankara Ulus'ta Maarif Kongresi'ni topladı. Kongreye 200'e yakın öğretmen katıldı. Atatürk için Maarif Kongresi'nin toplanması, cephe gerisinde milli ve manevi ruhun yüksek tutulması kadar önemliydi.

Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayten Sezer Arığ'a göre, Sakarya Muharebesi öncesi Ankara'da böyle bir kongrenin toplanması maarife verilen önemi gösteriyor ve bu ihtiyaç, bu alandaki ihtiyacı gidermek amacıyla oluşturuldu.

Burada misakı maarif olarak bilinen 'eğitim yemini' diye ifade edilebilecek bir karar alındığını vurgulayan Arığ, bu kararın gençlere nasıl bir eğitim verileceğinin esaslarını belirlediğini aktardı.

Her alanda pek çok okul açıldı

Öğretmen yetiştirilmesi ve eğitimi, Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte en çok önem verilen konulardan biri oldu. Yıllar içinde her alanda pek çok okul açıldı.

Genç Cumhuriyete öğretmen yetiştirecek yerlerden biri de 1924'te Ankara Cebeci'de kurulan Musiki Muallim Mektebi'ydi. Bu mektep, milli musikiyi işlemek, yükseltmek ve yaymak amacıyla açıkladı.

Yeni alfabeyi öğretmek için büyük seferberlik

1 Kasım 1928'de, okuma yazmanın yaygınlaşması amacıyla Latin Alfabesine geçildi. Atatürk'ün ifadesiyle "cumhuriyetin fedakar öğretmenleri", topluma yeni alfabeyi öğretmek için büyük bir seferberlik sergiledi.

Bu alfabenin büyük ölçüde kurslarda öğretildiğini, özellikle eğitim ordusunun bu konuya öncülük ettiğini belirten Arığ, "Bilenler, öğrenenler bilmeyenlere heyecanla anlatıp öğretiyorlar. Dalga dalga bütün yurda dağılıyor bu heyecan. Millet mekteplerinde bu alfabe öğretiliyor ve mille millet mektepleri gerçekten Osmanlıcayla birlikte yeni Türk alfabesini gazetelerde de bu yayınlar yapılacaktır. O kurslarla okuma yazma oranın artırılması sağlanıyor." dedi.

Atatürk'e başöğretmenlik unvanı verildi

Bunun için Atatürk, kara tahtanın başına geçti. Köy, kasaba, şehir demeden yeni alfabeyi tanıttı.

Ülkeyi kalkındıracak öğretmenlerin eğitimine bu denli önem veren Atatürk'e 24 Kasım 1928'de başöğretmenlik unvanı verildi.

24 Kasım Öğretmenler Günü, Büyük Önderin doğumunun 100'üncü yılı olan 1981'den itibaren yurdun dört bir yanında kutlanmaya başlandı.

Kas

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 57 yıllık ömrü, büyük bir imparatorluğu çöküşe götüren ve onun yerine millî bir devletin kurulmasını sağlayan savaşlar, arkasından kurulan yeni devleti muasır medeniyetler seviyesine çıkarma ülküsü ve azmi uğrunda verdiği mücadele ile geçti. Millî çıkarlar ve devlet işlerinde son derece titiz olan Atatürk, varlığını yüce milletine adamış; yaşamı boyunca kendi sağlığına gerektiği kadar özen göstermemiştir. Nitekim bunun bir sonucu olarak 1937 yılına gelindiğinde yorgunluk belirtileri ortaya çıkmaya başlamıştı. Buna rağmen Atatürk, Cumhurbaşkanlığı görevini aksatmadan yürütmek ve bilhassa kişisel bir meselesi gibi algıladığı Hatay sorununu sonuçlandırmak kararındaydı. Türkiye’nin bu konudaki kesin kararlılığını göstermek için 20 Mayıs’ta Mersin’de askerî birliklerin geçit törenini izlemiş ve 24 Mayıs’ta Adana’da askerî birlikleri denetlemişti. Ankara’ya döndüğünde ise rahatsızlığı artmıştı. Deniz havasının kendisine iyi geleceği ümidiyle 26 Mayıs’ta İstanbul’a hareket etti. Ancak artık hastalığının üçüncü evresi başlamıştı ve herhangi bir çare de bulunamamaktaydı.

Atatürk’ün sağlık durumu 1938 başlarında iyice bozulmaya başlamıştı ve kendisine siroz teşhisi konmuştu. Ne yazık ki giderek kötüleşen sağlığı tedavilere yanıt vermedi. 5 Eylül’de vasiyetini yazdı. Daha önce de bütün taşınmaz mallarını hazineye ve belediyelere bağışlamıştı. Durumu zaman ilerledikçe nazikleşmekteydi. 29 Ekim’de bağrından çıktığı orduya bir mesajla seslendi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938 Perşembe günü saat 09.05’te İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’nda 57 yaşında hayata gözlerini yumdu. Daha 15 yaşında olan genç Türkiye Cumhuriyeti, kurucu liderini kaybetti. Türkiye’de ulusal yas ilan edildi. Atatürk’ün naaşı büyük bir törenle Ankara’ya uğurlandı; 21 Kasım 1938 günü Ankara’da yapılan büyük bir törenle de Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabrine kondu. 15 yıl sonra, 10 Kasım 1953’te, Atatürk kendisi için yaptırılan Anıtkabir’deki ebedi istirahatgâhında toprağa verildi.

Her yıl 10 Kasım günü saat 09.05’te sirenlerin çalmasıyla birlikte Türkiye genelinde herkes, o sırada bulunduğu yerde 2 dakikalık saygı duruşuna geçer. Kentlerde trafik durur, insanlar arabalarından inerek saygı duruşuna katılır ya da korna çalarak sirene eşlik eder. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin önündeki bayraklar dışında, Türkiye’deki tüm resmi binalardaki bayraklar yarıya indirilir. Ankara’da Anıtkabir’de resmi tören yapılır. Okullarda bayrak törenleri düzenlenir. Birçok devlet kurumu ve üniversite anma töreni yapar. Devlet kurumlarının yanı sıra, sivil toplum örgütleri de tören, gösteri ya da yürüyüş gibi etkinlikler düzenler. Ülkenin her yanında binlerce kişi, Atatürk’ü mezarı başında anmak için Ankara’ya gelir, Anıtkabir’i ziyaret eder.

 

10-16 Kasım tarihlerini kapsayan hafta da Atatürk Haftası’dır. Bu hafta boyunca Atatürk anılır; yaşamı, ilkeleri ve devrimleri anlatılır, konuşmaları kendi sesinden yayımlanır, O’nunla ilgili filmler gösterilir, sergiler, seminerler ve konferanslar düzenlenir.

Kurtuluş Savaşı’nın Başkomutanı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusunun aramızdan ayrılışının 85. yıl dönümünde Abdulkadir Konukoğlu Özel Eğitim Meslek Okulu ailesi olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz.

 

 

Kas

Türk milletinin tarih yolculuğundaki varoluş mücadelesi cumhuriyetin ilanı ile taçlanmıştır. Bağımsızlık düşüncesi ile inşa edilen Türkiye Cumhuriyeti, istiklal mücadelemizi zafere ulaştıran birlik ve beraberlik ruhunun büyük eseridir.

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere kahraman silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyoruz.

Tam 100 yıl önce; 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanı, Ankara’da 101 pare top atışıyla duyurulmuş ve bütün yurtta bir bayram havasında kutlanmıştır. 1925’ten itibaren de 29 Ekim, Cumhuriyet Bayramı olarak resmen kutlanmaya başlanmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in 10. yılı kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933’te okuduğu 10. Yıl Nutku’nda, bu kutlu günü “en büyük bayram” olarak nitelendirmiştir.

Osmanlı Devleti’nin yıkılmasıyla sonuçlanan I. Dünya Savaşı’nın ardından Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başlatılan Kurtuluş Savaşı’nın daha ilk yıllarından itibaren yönetimde artık halk iradesinin egemen olacağı açıkça ilan edilmişti.

İstanbul’un işgal edilmesi ve Mebusan Meclisi’nin dağıtılması üzerine, ulusal irade Büyük Millet Meclisi adıyla 23 Nisan 1920’de Ankara’da toplandı. Meclisin 20 Ocak 1921’de kabul ettiği ve anayasa niteliğinde olan Teşkilat-ı Esasiye Kanunu adlı yasayla, egemenliğin ulusa ait olduğu ilan edildi. Ulusal egemenliğin doğal ve tam olarak gerçekleşmesini sağlayacak yönetim şekli de cumhuriyetti. Büyük Millet Meclisi, 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırdı. Böylece kişisel egemenlik hukuken tarihe karıştı. Ardından sekiz ay süren görüşmelerin sonunda 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması imzalandı. Barış sağlandı ve Türkiye’nin sınırları çizildi. Aynı zamanda Türkiye ile Batı devletlerinin siyasi, hukuki ve sosyal ilişkileri de yeni baştan düzenlendi.

Bundan yaklaşık üç ay sonra, 13 Ekim 1923’te, TBMM’de kabul edilen bir yasayla Ankara, yeni devletin başkenti ilan edildi. Böylece Cumhuriyet’in ilanı için bir adım daha atılmış oldu. 29 Ekim 1923’te Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’na yönelik bazı köklü değişiklikler içeren bir yasa teklif sundu. Bu değişikliklerden birinde de Türkiye Devleti’nin yönetim şeklinin cumhuriyet olması gerektiği yazıyordu. Teklif tartışıldı ve günün sonunda 158 milletvekilinin oybirliğiyle Türkiye’nin yönetim şeklinin Cumhuriyet olduğu kabul edildi. Aynı oturumda ilk Cumhurbaşkanlığı seçimi de yapıldı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk yeni Cumhuriyet’in ilk Cumhurbaşkanı seçildi.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kendisini Cumhurbaşkanı seçen Meclis’e teşekkür ettikten sonra bir konuşma yaptı. Konuşmasını “Ulusumuz kendisinde bulunan nitelikleri ve değeri, hükümetin yeni adıyla uygarlık dünyasına çok daha kolay gösterebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti, dünyada işgal ettiği yere layık olduğunu eserleriyle ispat edecektir… Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve muzaffer olacaktır.” sözleriyle tamamladı.

1925 yılında çıkarılan bir yasayla da Cumhuriyet’in ilan edildiği gün resmi bayramı yapıldı.

Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu Olsun.

 

 

May

Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, her yıl 19 Mayıs tarihinde kutlanan, Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin[2] resmî bayramıdır.[3] 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Atatürk Bandırma Vapuru ile Samsun'a çıkmıştır ve bu gün, İtilaf Devletleri'nin işgaline karşı Türk Kurtuluş Savaşı'nın başladığı gün kabul edilir. Atatürk bu bayramı Türk gençliğine armağan etmiştir. Uzun yıllar "Gençlik ve Spor Bayramı" adıyla kutlanan bayram, Atatürk Yılı kabul ve ilan edilen 1981'de dönemin Devlet Başkanı Kenan Evren tarafından yapılan değişiklikle "Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı" adını almıştır.


May

Engeller sevgi ile aşılır. Okulumuz öğretmenleri tarafından hazırlanan etkinliklerle öğrencilerimiz mutlu ve güzel bir gün geçirdi.